21 Apr 2015 0 comments

Tezahüratlar hâlâ kulağımda. Güle güle.Mosheau'yi futbol oynadığı zaman/mekan içine değerlendirdiğimizde, çok farklı bir yöneliş ve tarz sahip olduğu için ayrı sevmek gerekir. O zamanın biçimsel dogm...

Read More
11 Mar 2015 1 comments

Bu yazı, Hayatım Futbol dergisinin 166. sayısında yayımlanmıştır.5 Mayıs 1996 tarihindeki efsane maçta Carlos Alberto Parreira, maç öncesinde pek yapmadığı bir şey yaptı ve kaptan Oğuz Çetin’e bir ha...

Read More
08 Mar 2015 0 comments

Bu yazı, FourFourTwo dergisinin Mayıs 2013 sayısı için yazılmıştır.Fenerbahçe 2 Nisan 2008 tarihinde Şampiyonlar Ligi çeyrek final ilk maçında Chelsea’yle oynayıp 2-1 kazanmıştı. “Riskleri aldık ve r...

Read More
04 Mar 2015 0 comments

Vasoviç, modern liberonun icadı konusunda Beckenbauer'in sadece bir adım gerisindeydi...Modern liberonun mucidi denince akla Beckenbauer'ın ismi gelir. Çok normaldir, Kayzer libero sözcüğünü "süpürüc...

Read More
26 Feb 2015 0 comments

Kaleci: Miguel Reina, Jose Pacheco, Roberto Rodri, Mariano TirapuDefans: Francisco Melo, Jose Luis Capon, Eusubio, Ramon Heredia, Domingo Benegas, Iselin Ovejero, Quique, Luis Gomez Laguna, Rube...

Read More
25 Feb 2015 0 comments

Bu yazı, 30 Ocak 2015 tarihinde Hayatım Futbol dergisinde yayımlanmıştır.Bielsa çok önemli River Plate maçı öncesinde Velez Sarsfield’lı futbolcu Martin Posse’yi yanına çağırır ve şöyle der; “Martin,...

Read More
20 Feb 2015 0 comments

Bu yazı, FIFA'nın yayın organı FIFA Weekly'nin 13 Şubat 2015'te yayımlanan 6. sayısındaki röportajın Klasik futbol'un teması dahilinde kısaltılmış çevirisidir.1 Nisan'da 69 yaşında bastınız. Sizin gi...

Read More
20 Feb 2015 0 comments

Seri alan kat edip, kıvrak çalımlar attığı için lakabı Yılan Adam'dı Rensenbrink'in.Hollanda Milli Takımı'ndan eski takım arkadaşı, bugünlerin spor yazarı Jan Mulder, "Robbie, aslında Cruijff kadar i...

Read More

ads slot

Latest Posts:

Kızılderililer: Atletico Madrid 73-75

Kaleci: Miguel Reina, Jose Pacheco, Roberto Rodri, Mariano Tirapu
Defans: Francisco Melo, Jose Luis Capon, Eusubio, Ramon Heredia,
Domingo Benegas, Iselin Ovejero, Quique, Luis Gomez Laguna, Ruben Diaz.
Orta Saha: Javier Irureta, Luis Aragones, Adelardo, Alberto Fernandez,
Ignacio Salcedo, Francisco Bermejo, Ramon Cabrero, Eugenio Leal, Marcelino Perez.
Forvet: Ruben Ayala, Jose Garate, Heraldo Becerra, Jose Ufarte, Francisco Baena, Francisco Aguilar.
Ruben Ayala, Heredia, Diaz, Ovejero ve Garate gibi Arjantinliler'in yanı sıra Paraguaylı Benegas ve Brezilyalı Becerra gibi Güney Amerikalıları kadrosunda barındıran Atletico Madrid, 70'li yılların ortalarında bu enflasyon yüzünden "El Indios" yani "Kızılderililer" lakabını almıştı. Tabii ki Atletico'nun bu ünvanı sadece fiziksel benzerlikten de gelmiyordu. Atletico savaşan bir takımdı, sertti ve kavgadan kaçmıyordu; cengaverdi. Bu anlayış adeta Atletico'yu bir kabileye dönüştürürken, başlarında da savaş şefi olarak Juan Carlos Lorenzo vardı...

Daha önce Arjantin Milli Takımı'nı iki kez çalıştıran Lorenzo, Lazio ve Roma'yı da çalıştırmıştı. Oradaki yıllarında Arjantin asıllı İtalyan Helenio Herrara'ya hayran olmuştu. Takımları her zaman onunkiler kadar sert, onunkiler kadar fizik kuvvete önem veren, onunkiler kadar hızlı takımlardı. Bir sezon önce Arjantin'in San Lorenzo takımıyla hem Apertura'yı hem de Clausura'yı almış, sert ve dikine bir futbol oynatarak nam salmışmştı. Şüphesiz Atletico'da da aynı şeyi yapmayı planıyordu. Bu amacına ulaşmak için üç Arjantinli'yi İspanya'ya getirdi; San Lorenzo'dan Ruben Ayala ile Ramon Heredia ve Racing Club'tan Ruben Diaz'ı takıma katıldılar.


MERKEL GEÇİŞİ SAĞLADI
Bir sezon önce, yani 1972-73 sezonunda takım başında olan Merkel, zaten kendinden önceki bol paslı, ofansif Atletico konseptini, daha kompakt bir futbol anlayışla takas etmişti. Takım şampiyon da olmuştu olmasına ama Merkel'in oyuncularla problemi büyümüştü. Lorenzo'nun takımıysa çok sert, dikine ve enerjik bir kontra takımı oldu. Agresif olduklarından sık sık kart görmeleriyle ünlendiler. Bol bol kayarak müdahale yapmak en sık başvurdukları yöntemlerden biriydi. 

Arjantinli teknik adam kaleye Pepe Reina'nın babası Miguel Reina'yı getirmişti. Takımın bankoları Iglesias ve Orozco da yeni gelen transferler sebebiyle takımdan ayrılmıştı. Lorenzo oyuncularını 4-3-3 şeklinde dizerken özellikle orta sahadaki Luis Aragones'in pas yeteneğinden, Adelardo'nun hareketliliğinden, Paraguaylı Benegas'ınsa müdahalelerinden yararlanmaya çalışıyordu. Sağ bek ve sol bek fazla açılmadığı için göbekteki Eusubio (Nedense Şampiyon Kulüpler Kupası maçlarında Diaz'ı kullanıyordu) ve Arjantinli Heredia sıkça ileri çıkıyorlar, bu olduğundaysa yerlerini Benegas dolduruyordu. Forvetteyse Garate'nin son vuruş yeteneğine, sol açık Ruben Ayala'nın hızlı deparları ekleniyordu...


"HAYVANLAR"
Yine de bu diziliş ve taktik Atletico'yu ancak ikinci yapabildi. Cruijff'un gelişi sonrasında Barcelona şampiyon olmuş ve Total Futbol'u İspanya'ya taşımıştı. İspanyol usulü katenaçyo yapan Atletico liderin tam 12 puan gerisinde kalmıştı ama Şampiyon Kulüpler Kupası'nda finale kadar çıkmıştı. İlk turda Galatasaray'ı zorlanarak uzatmalarda geçen takım, Dinamo Bükreş, Kızılyıldız ve Celtic'i geçerek, finalde Bayern Münih'in rakibi oldu. Celtic ile oynanan yarı final ilk maçını Doğan Babacan yönetmiş ve üç Atletico'yu -haklı olarak- sahadan atmıştı. Takımın en büyük kozu Ruben Ayala'nın dışında Diaz ile Quique finalde yoktular. Ada basını Babacan'ı güzel futbolun koruyucusu ilan edip "Hayvanlar!" diye başlık atmıştı.

Final maçına bu üç oyuncudan yoksun çıkan Atletico, uzatmalarda Aragones'in frikiğiyle ile öne geçse de, Schwarzenbeck'in golüne engel olamayıp 1-1 ile maçı noktaladı. İkinci maç ise bir felaketle sonuçlandı. Höness ve Müller'in 2'şer golüne cevap veremeyen Atletico, Avrupa Kupaları'ndaki en büyük başarısına ulaştı. Doğan Babacan yerine cesareti daha az olan bir hakem olsaydı Atletico bu kupayı alır mıydı? Muhtemelen hayır ama daha fazla şansı olabilirdi...


ARAGONES VE ESKİYE DÖNÜŞ
74-75 sezonuna kötü başlayan Atletico, ligi kötü de bitirdi ama sezon içinde Bayern'in daveti reddetmesi üzerine Racing Club'ı yenerek Kıtalararası Kupa'ya ulaştı. İspanya Kupası'nın da sahibi onlardı. UEFA Kupası'nda istenilen yere gelinemedi ve Lorenzo sezonun bitimine yakın bir zamanda istifa etti. Takımın başınaysa futbolu bırakan Luis Aragones geçti...

Aragones ise başka, daha gollü ve daha paslı bir futbol istiyordu. Anlayışını iki sene içinde oturtarak, 1977 yılında kulüp kariyerindeki tek şampiyonluğunu elde etti. Arjantinlilerse 80'li yılların başına kadar takımdaki varlıklarını korudular ama Atletico aynı mevcudiyetini koruyamadı. Hiçbir zaman zıpkın gibi futbolunu tekrarlayamadı. Takım, Aragones'in elde ettiği şampiyonluğun ardından 90'lı yılların ortasına kadar beklemek zorunda kaldı...
Teknik direktör: Juan Carlos Lorenzo
Başarılar: Şampiyon Kulüpler Kupası Finali (1), Kıtalararası Kupa (1) Kral Kupası (1)
Oyun stili: Kontra-atak futbolu, sık kontra-atak, agresif pres, sert müdahale
Diziliş: 4-3-3
Anahtar oyuncular: Ruben Ayala, Jose Garate, Luis Aragones
Banko oyuncular:  Javier Irureta, Ramon Heredia, Miguel Reina, Francisco Melo, Jose Luis Capon
Beklenmedik katkı: Francisco Aguilar
Bekleneni veremeyenler: Ruben Diaz
Kapsadığı sezonlar: 1973-74, 1974-75
Share on Google Plus

About Unknown

This is a short description in the author block about the author. You edit it by entering text in the "Biographical Info" field in the user admin panel.
    Blogger Comment
    Facebook Comment

0 yorum:

Yorum Gönder