42 yaşında, kendini kıyıyor Speed, neden diye sorsan faydası yok...Gary Speed. Ne denir ki? 42 yaşında bir can kendine kıymış. İpi boynuna geçirmiş. Önünde koca bir yaşam daha dururken. Belki bir 40 sene daha... Çalışkanlığın ve mücadelenin sembolüydü bir dönemler, neden mücadeleyi bırakmıştır bilinmez...
Hiç unutmam, eskiden Süper Futbol dergisi vardı, haftalıktı. Severdim, o zaman internet falan Türkiye'de var mı, varsa kaç kişide var, emin değilim. Sabin İlie'den gemiler yapardık, Saffet Sancaklı'dan koca bir apartman. Brian Laudrup ise sonsuzluğun nehirleriydi. İşte öyle bir dönemde görmüştüm ilk Speed diye birini.
Dergi, sezon başında ekler verirdi. Premier Lig, Bundesliga, Serie A ekleri; içlerinde fikstür, kadrolar ve takımın yıldız oyuncusu. Everton sayfasını açtığımda Speed karşımdaydı. İyi bir kompozisyon. Koşuyor Speed, arkasında bir adam, tribünler ayakta. Fit bir duruş, sıkı bir yüz ifadesi. Speed'i önce özetlerden her hafta takip ettim, sonra maçları izlemeye çalıştım denk geldikçe. Everton'ı izlememin tek sebebi gerçekten o fotoğraftı. Speed'i ilk orada görmüştüm, defterime not almıştım ya, adamı bilmek zorundaydım. İyi mi kötü mü, nerede oynuyor, golcü mü pasör mü... O zaman bir ortaokul çocuğunun düşünebileceği basit denklemlerin hepsi işte...
En iyi futbolunu Everton'da oynadıktan sonra Newcastle'a geçti Speed. Sol açıktan sol içe evrildi, yıllar ilerledikçe önliberoya da geçti. Hızı ve çalışkanlığı üst seviyedeydi ama göbeğe geçtiğinde pas tekniğinin ve diğer özelliklerinin de hiç fena olmadığını gördük. Leeds'ten sonra en uzun süre oynadığı takım Newcastle'dan Bolton'a geçtiğinde artık yaşlıydı ama yine de Speed'ti. Speed'i biraz düşmüştü sadece. Everton'dan sonra gittiği her takımda kaptanlık yaptı ki, gözümle izleyemediğim Leeds döneminde de çok iyi olduğu dilden dile dolaşır. Ama o küçükken Everton'ı tuttuğu için gözünde Everton vardır hep. Belki de en iyi performansı o yüzden Everton'a denk gelmiştir ve Everton'dan da hiç kopmak istememiştir aslında.
Bu güzel adam dün evinde kendini astı. Galler Milli Takımı'nın teknik direktörüydü. Oyuncuları için bir baba figürü, eski takım arkadaşları için "destekleyici" karaktere sahip, centilmen biriydi. Premier Lig'de 500 maç barajını aşan ilk adamdı. Galler Milli Takımı son beş maçın dördünü kazanmıştı.
Premier Lig'in birçok takımı ve birçok oyuncu ailesine saygılarını sundular. Arsene Wenger'in sözü, onu güzel tarif ediyor aslında: "Bu bir şok elbette. Şahsi olarak onu çok iyi tanımıyorum fakat oyuncu olarak size karşı oynamasını istemezdiniz. Harika bir oyuncuydu. Yüksek çalışkanlıkta, hava toplarında çok iyi ve saha içinde oldukça zekiydi. Menajer olarak da Galler'i toparlamaya başlamıştı. Son derece üzücü."
Şu an her neredeyse huzuru bulmuş olsun.
Speed, Leeds taraftarı için de önemli figürdü. Bremner heykelinin etrafına Gary Speed'i hatırlatan şeyler bırakılmış. |
Doğum tarihi: 8 Eylül 1969
Ülke: Galler (85 milli maç, 7 gol)
Pozisyon: Sol kanat, merkez orta saha, önlibero
Öne çıkan özellikler: Hız, kafa topları, oyun zekâsı
Boy: 1.80 cm
Oynadığı takımlar: Leeds (88-96), Everton (96-98), Newcastle (98-2004)
Bolton (2004-08), Sheffield United (2008-10), Galler Milli Takımı (1988-2004)
Goller: 814 maç, 136 gol
0 yorum:
Yorum Gönder